2013/01/21

Seni Hiç Tanımasaydım

Seni hiç tanımasaydım...

Ne terk edilmiş bir erkeğin rakı masasındaki feryadı ne de yeni dönemde rating kurbanı olacak 8 bölümlük bir dizinin ismi...

Az önce mutfakta yemek yerken gördüğüm haberin üstüne söylediğim cümle.

Seni hiç tanımasaydım.

Seni tanıdığımda bu ülkenin en büyük doğal afeti meydana gelmişti. 17 Ağustos 1999'du seni tanımamız. Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara...

Keşke hiç deprem olmasaydı da seni hiç tanımasaydım nam-ı diğer Deprem Dede...

Tanıştık , kötü başlasa da tanışıklığımız bugüne kadar iyi kötü devam etti.

Bugüne kadar...

Huzur içinde uyu , toprağın bol olsun Ahmet Mete Işıkara...


1941 - 2013

2013/01/13

Rum - Türk

Birer yıl ara ile doğduklarında kimse bilmiyordu kaderlerinin iki kelime ile kesişeceğini. Bu iki kelime aynı zamanda birer ulus adı.

Rum ve Türk !

Biri İstanbul'da Büyükada'nın muhtemelen rüzgarı bol bir Aralık gününde dünyaya gözlerini açmıştı. Rum köklere sahip Türk vatandaşıydı. Türkleri coşturdu.

Diğeri ise yine bir ada olan Kıbrıs'ta geldi dünyaya. Türk köklere sahip Kıbrıs vatandaşıydı. Rumlar onunla o Rumlarla uğraştı durdu yıllarca.
Rauf Raif Denktaş
Lefter Küçükandonyadis



















Lefter ; ulusal takım formasıyla golleri attıkça kökenlere bakmadan seviniyordu herkes eskiden. Şimdi durum o kadar karmaşık bir hal aldı ki hatalı gol yiyen ulusal takım kalecisinin formasını giydiği kulüp takımından dolayı bilerek hatalı gol yediği yönünde suçlamalar yapılmakta , aynı gerekçe ile gol kaçıran futbolcuya küfürler edilmekte.

Eskiden beraberce maç izlenir , maç sonunda ufak takılmalar birbirini sinirlendirip sonrasında güldürmekken halimiz... Şimdiki durumu anlattırmayın bana...




Denktaş ; doğduğu topraklarda bölücülük ve zulüme karşı dimdik ayakta kalıp , bir devlete kuruculuk etmiş bir kişi. Gerçi kıymeti ne Türkiye'de ne de kurucusu olduğu KKTC'de bilinmemiştir. Bilinseydi "dik kafalı" , "çözüm bulmak yerine sorun yaratan" gözüyle bakıp -yine futbola bağlamak gerekirse- "Ahmet Dursun , Seba Gitsin" tavrını almazdı insanlar.

İkisi de 2012 yılının 13 Ocak'ında gözlerini kapattı bu dünyaya.

Huzur içinde uyusunlar.











2013/01/07

Göktepe

Göktepe diye mahalle , köy , ilçe ismi vardır mutlaka. İsim - Şehir oynayacak olursanız şehir kısmına yazabilirsiniz. Kişi hanesi için de Metin Göktepe yazabilirsiniz.

O dönemde yelek cepleri film kutuları ile dolu olurdu.
Hani büyük kısmımızın zihninde sadece iki tane siyah beyaz fotoğrafı olan kişi. "Gazeteci bozuntusu !" Böyle diyorum çünkü onun sarı basın kartı olmadığından haber peşinde koştuğu ilçeye alınmamıştı. O da haber peşinde koşmak istediğinden girdi o ilçeye. Gerisi malumunuz. Copların inip kalktığı kişinin yüzünün hastane çarşafı ile örtülmesi morga kaldırılması.

İki tane siyah beyaz fotoğraf. Birinde üstünde bir t-shirt , bol cepli yelek (o zamanlar filmler taşınırdı o ceplerde) elinde fotoğraf makinesi. Diğer fotoğrafta beyaz deseni olan siyah bir kazak giymiş Metin tebessüm etmiştir.

O dönemi hatırlıyorum da. Medya üstüne basa basa "Evrensel Muhabiri" vurgusu yapmıştı.Açık konuşayım Evrensel Gazetesi ile görüşlerim pek uyuşmaz. Uyuşması önemli değil. "Evrensel muhabiri"nin , bir muhabirinin , işini yapmaya çalışan birinin... Bunların hiç önemi yok ! "Bir insanın" öldürülmesi , üstelik güvenlik güçlerinin copları ile öldürülmesi... İşte bu noktada bu dava benim davam haline geliyor. Tıpkı şunlar ve onlar gibi...

Üzgünüm Metin...

Huzur içinde uyuyorsundur umarım her daim 28 yaşındaki Metin Göktepe...