2013/12/31

E n M ü z i k 2 0 1 3

Son 10 küsur yılımızı anlatan şarkıyı barındıran albüm.
Avustralya yıla veda etmiş. Sıra yavaş yavaş bizlere de geliyor.

Acı tatlı acı acı acı bir yıl oldu 2013. Gerçi ne getirmişti ki 2012 , 2013'ün ne kerameti olacaktı.

Olsun! Şurada hukukumuz var , iyi-kötü geçindik bu günlere geldik.

O yüzden güzel ayrılayım 2013 ile.

Müzikte Yılın ...'larını not edeyim kendimce.

Yılın Yabancı Albümü : Ghost'un albümünü defalarca kim olduklarını bilmeden (arabadaki mp3 transmitter'ın ekranı bozuktu) severek dinledim , büyüleyiciydi. Ama hayır ! Ghost'un Infestissuman isimli albümü nazarımda 2013'ün en iyi albümü olmadı. Volbeat gibi nispeten yeni yetme bir grup kısa sürede o kadar büyümüş ki BIG FOUR'dan eleman alır hale gelmiş . Albüme destek veren seslerden biri üstelik King Diamond. Keza King Diamond'un ismi bile yeter albümü üst düzeyde görmem için. Yetmedi... Soulfly'ın albümü duvara toslamış etkisi yarattı , Darkthrone ve Rotting Ghrist'in albümlerini çok sevdim. Ama hayır ! Nazarımda yılın albümü 70'li yılların ortasından kopup gelen Now What ?! isimli Deep Purple albümü. Yanlış anlaşılmasın grup değil albüm 70'lerden kopup geliyor. Bir arkadaşım "abi bu 74'te kaydedilmiş ama yayınlanmamış" deseydi ilk dinlettirdiğinde kesinlikle yerdim.

Çok sevdim seni Now What ?!

Yılın Yerli Albümü : Bir şarkı , sadece tek bir şarkı bir grubu yıllarca sevmeyip (hatta biraz da gıcık olup) bir anda insanın sevmesini sağlar mı ? Sağladı. Bütün albümü dinledim , defalarca dinledim. Belki de o şarkıdan dolayı objektif bakamıyorum ama Duman'ın Darmaduman albümü nazarımda 2013'ün albümüdür. Yılın sonunda çıkan Murat İlkan - Fanus çalışması sevindirdi beni. Ama 2013 yılı özel bir yıldı.


Yılın Yabancı Şarkısı : Şarkı başladığında insan kendinizi ortaçağda buluyor. Sonrasında yolculuk başlıyor bir anda 70'lerdesiniz. Gelecekte insanların katledilişine şahit olup yine dönüp dolaşıp 2013 senesine geliyorsunuz. Bu şarkı Ghost'un Year Zero isimli şarkısı.



Yılın Yerli Şarkısı : 
Az önce yazdım Duman sevmezdim diye. Bir şarkı yaptılar ki Duman'ı kardeş gibi sevmeye başladım. Ne zaman bir yerde denk gelse şarkı sonuna kadar o şarkılarını dinler oldum. Eyvallah şarkısı son kaç yılımızın özeti kim bilir... Hele hele o şarkıyı ilk kez Eskişehir'li o teyzenin olduğu videoyu izlerken duymuşsanız... Bu şarkı çıkmasaydı muhtemelen yılın şarkısı olarak Aydilge'nin Yine Ben Aşık Oldum şarkısını seçerdim. Öyle bir enerji var ki tek kelime Türkçe bilmeyen bir Uruguaylı olsam muhtemelen yine aynı şeyleri hissederdim. Soğuk bir mart günü ilk kez işittim o şarkıyı , içim ısınıverdi.




Yılın DVD'si : Maiden England '88 ! ! ! Maiden England hakkında değil bir paragraf bir kitap yazarım. Zaten bu tekrar karşınıza çıkacak. O yüzden kısa keseyim.

Yılın Konseri : İlk giydiğim grup t-shirtü Iron Maiden Aces High'idi. Ne Maiden'ı biliyordum , ne gitar-bas-davul'u . Ama o tip (Eddie) çok hoşuma gitmişti. Yıllar geçti ; ne zaman Maiden nedir ne değildir sorularına cevap verecek hale geldim işte o zaman evin içerinde Maiden dinlerken atlıyor - zıplıyordum. Tenis raketinden bas gitar yapıyordum. Kışın ortasında terleyip atlet değiştiriyordum. İlk konserlerini kaçırmıştım. İkincisine gitsem de tadı damağımda kalmıştı. 2013'te BJK İnönü Stadında yapılacak son etkinlik olarak Iron Maiden konseri açıklandı. 2011'de konsere gelen herkesin isteğini dile getiren Bruce Dickinson'un söyledikleri gerçekleşiyordu. Stadyum konseri ! Motto artık belliydi. "O stad yıkılacak!" Yıkıldı da... Konserde farkına varamadım ama yanımda bir köşe yazarı da varmış. Konsere beraber gitmişiz gibi "aa bak bak bunu kaçırma" , "eddie'ye bak" , "ooof Bruce of" benzeri bir sürü muhabbet geçti aramızda. Çünkü bu bir Maiden konseriydi. Grup ne kadar sıcak ve büyülüyse gelenlerde aynıydı. Hepsini geçtim... Kiminin VHS'den kiminin VCD'den kiminin DIVX'ten izlediği efsanevi setlisti çalacaklardı. Moonchild ile başlayan Running Free ile sonlanan unutulmaz anlar... Uzun lafın kısası o stad yıkıldı ! ! !


Stadın yıkılışına benimle birlikte fotoğraf makinem de şahit oldu.




Yılın Hayal Kırıklığı : Slayer... Zaten 2012 sonunda izleyemediğimiz Kreator - Morbid Angel acısı vardı. Bir de üstüne Slayer izleyememek geldi 2013'te. Ama bu değil. Dave Lombardo'nun kovulması. Büyük ayıp! Yılın Hayal Kırıklığı Jeff'in ölmesi... Huzur içinde uyu güzel insan.
Bu sefer yıkılan Stadyum değil Jeff Hanneman sevenler oldu...
Fotoğraf 2010 yılından - İnönü Stadyumu

Yılın Olayı : Roger Waters'ın konsere gelmesi başlı başına olayken bir de bunu The Wall turnesi kapsamında yapması bambaşka bir olay oluveriyor. Üstüne bir de "duvar"a Ali İsmail'in , Abdullah'ın , Ethem'in fotoğraflarının yansıtılması. Başka bir şey bu...

Peki ya turnedeki Kreator'un bir çok noktada İstanbul'a ve Türkiye'ye selam göndermesi. Unutulur mu ? Asla...

Yılın olayı ise benim nazarımda... Iron Maiden'ın gelip stadyum'da konser vermesi. Bir futbol mabedi olan İnönü Stadyum'undaki son etkinlik  Üzerinde gri bir bulut kitlesinin olduğu acı kokan İstanbul'da konser vermeleri... Bir stad dolusu insanın belki de en sevdikleri vokalistin lafını ağzına tıkayıp slogan atması... İnönü'den Taksim'e oradan Ankara'ya , İzmir'e , Antalya'ya , Hatay'a , Rize'ye , Sakarya'ya , Eskişehir'e kısacası tüm vatan'a selam gönderen bir stad dolusu insan...

Böyle böyle stad yıkılıyor...

Yılın Beklenen Videosu : "Cuma günü paylaşacağım" denildi , üzerinden 29 ya da 30 cuma geçti... Çok bekledik , çok bekleriz. Madem öyle başka bir video paylaşayım.



Bir yılı daha devirdik. Klasik tabirim ile bitireyim o zaman yazıyı.

2013 sana kafam girsin.
2014 anladın sen onu...






2013/12/25

Sonun Başlangıcı !

Geçen gün arkadaşlarla "sonun başlangıcı" neydi diye konuşuyorduk. "Gezi" dedi bir çoğu , ben "Reyhanlı" demiştim...

Şimdi düşünüyorum da yanılmışım. Sanki sonun başlangıcı "Dilek Özçelik" olayıymış...

İnsan olduğumuzu hatırlamışız demek ki o üzücü olay ile... Kalbimiz kırıldı , paramparça oldu. Vurulduk , vurgun yedik... Başka bir şey olduk artık.

Dilek-1 Mayıs - Reyhanlı - Gezi

Hepsinde insancıl bir durum var...

Sen hastalığına çare olacak ilacı bulamayan kızcağızın eline nasıl para tutuşturursun ?
Sen bir bayram yerini hangi hakla cehenneme çevirirsin ?
Sen hangi hakla bir savaş çıkartmak için birilerini destekleyip Döne Teyzenin akrabalarını öldürtürsün ?
Sen nasıl , nasıl , nasıl ...

Sorular akar gider...

Zamanında "Dilek" olayı için neler yazmışım.

"Para kazanılır , kaybedilir...
Peki ya haysiyet. 
Kişinin kendisine ve karşısındakine göstereceğin saygı.
O muhtemeldir ki doğuştan gelir ve bir kere gittiğinde geri getirmek imkansızlaşır.
Her yer nasıl , bakın bir etrafınıza...Her yer beton yığını. Televizyonlarda sürekli Falanca Kent , Filanca City , Feşmekanca Konfor gibi "konut" reklamları dönüp durmakta.
Kentin tam merkezinde , yeşilin tam içinde.
Hepsinin sloganı da aynı!
Beton her daim beton.
Çevre Ve Şehirlicilik Bakanımız da bu durumu yansıtıyor.
Beton çelik ile değerli hale gelir içinde yaşanacak hale gelir.
İnsan ise kalp ile.
Kalpsiz insanın betondan farkı olmaz ki..."

bkz 1    - 14 Nisan

O değil de...

Erdoğan Bayraktar'ın bizlere yaşattığı son fiyasko "Ananı da al da git" fiyaskosundan çok daha acı... Birinde en azından adam çaresiz olmasına rağmen tek derdi parasızlık idi...
Son fiyaskodaki Dilek kardeşimin problemi sağlık problemi...

Ya da ...

Anlayacakları dilden konuşalım.

Ecdadımız buyurmuş ki 
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"

Sen vatandaşının açlığını , sağlığını düşünmez isen...

Geliyor yine ecdaddan ...

"Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir"

                                   15 Nisan


Dilek , kardeşim ; umarım sağlığın iyidir.

Ayaz


Odada cam yoktu.

Yakacak yoktu.
Belki de lokma yoktu , süt yoktu küçücük bedenin doyacağı...

Soğuktu hava.
Ayazdı...
Ayaz'dı.



bkz

2013/12/13

Netekim !

Bir sanatçı düşünün...

En bilindik lafı "asmayalım da besleyelim mi" olsun...

Netekim bu sanatçı kişi bu lafı yaşı 18 yaşında bile olmayan ama mahkeme kararıyla yaşı 18'e getirtilen 17 yaşındaki gencecik biri için söylemiş olsun...

Netekim ;

resim yapmakla sanatçı ,
fırça tutmakla ressam ,
sureti olmakla da insan olunmazmış...

Fidanlar ağaç olabilirdi ama o sadece resmetmeyi düşündü...

2013/12/03

3 Aralık

3 Aralık'ta ne var sahi ?!?

Siyah önlüklü olduğum dönemde kapağı halen zihnimde kalmış kitaplardan biri "kırmızı kitap" olarak bilinen (sonradan bir sürü benzeri çıktı) üzerinde o sınıfı tanımlayan sayının kocaman yazdığı konu anlatımlı test kitabı. Bir diğeri serinin 3. kitabı olan "Cin Ali'nin Topacı". Biri de mavi fon üstüne çeşitli resimlerin çizilmiş olduğu "Belirli Günler Ve Haftalar"

O zamanlar kodlanmış zihnime işte malum Belirli Günler Ve Haftalar...

O kitapta geçen veya geçmeyen günlerin bir çoğunun halen devam etmesi aslında üzücüdür kendi adıma.

Misal 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü... Çalışan kadının değer görmemesini anlatır aslında bu günün halen halen halen var olması (Kadının değer görmemesi için bkz: 25 Kasım , çalışanın değer görmemesi için bkz: 1 Mayıs)

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü... Zaten hep zor olmuştur gazetecilik , bir de gazete sahiplerinin yakın zamandan beri holding yönetmeleri ve ihale peşinde koşması nedeniyle "gazetecilik" yaptırmamak için çalışanlarına elinden geleni yapması...

14 Mart Tıp Bayramı... Doktorun sokaklara çıkıp güle oynaya bayram etmesinden mi bahsettiniz ? Aklıma gelen ilk örneği vereyim öyleyse... Bayram edemez doktorlar çünkü 17 Nisan 2012'de öldürülen Ersin Arslan'ın yasını tutuyorlar...

3 Aralık'ta ne vardı ?

3 Aralık Uluslararası Engelliler Günü...

Toplu taşımadan hatırlayabiliriz onları. "Elinde değnek var lan manyak mı ? Haaa körmüş" ya da "ayıya bak arabası ile ayağımı eziyordu" gibi örneklerle hatırlayacağımız canlar . O ayı dediğimiz kişi belki de en yakın arkadaşımızın kardeşi...

Sadece toplu taşımada değil bütün bir yaşamda unuttuğumuz ve "lütfen" bir günlüğüne "yalandan" hatırlayacağımız engellilerin günü 3 Aralık...

Asıl engel hepimizin zihnindeki o duvar.

"O nasıl yapsın" ve "ben nasıl yapayım" soruları...

Hiç renk görmeden ressam olabiliyorsa insan...
O nasıl koşsun denilen adam , olimpiyatlarda boy gösteriyorsa...

Asıl engel zihnimizdeki duvarda.

Engelli yerine park eden her sürücü adına ;
"Zorunda olmasak seni çalıştırmazdık" diyen işveren adına ; (Örnekleri daha da çoğaltıp kendi asabımı bozmayayım)

Özür dilerim...

Bir günlüğüne laftan önemsemek değil , bir ömür boyu özümsemek gerek...


#duranadam değil , durmak zorunda bırakılan adam !