2021/10/26

Gecikmiş Film Listesi

Bir arkadaşım, babasının doğum gününde kendisi için bir liste talep etti.

Musmutlu filmler ya da animasyonlar... Liste yapmak kolay da listeye yoğunlaşmak zor. Hele insanın başında türlü sorunlar varsa.

Aylar geçti, liste yapabilecek duruma geldim. Listeyi yaptım, fakat o kadar zamam geçti ki listeyi paylaşacak yüzüm kalmamıştı. Aklıma, onun doğum gününde listeyi bu mecradan paylaşıp hem özür dilemek hem de doğum gününü kutlamak geldi.

Şans bu ya, neredeyse iki yıldır görüşmediğim arkadaşımla doğum gününden iki elin parmağından az süre önce görüşebildim.

İzlenecek film söylememi istedi. Laf cambazlığı yapıp atlatabilirdim ya da başka başka filmler önerebilirdim. Yapamadım. Borç yiğidin kamçısıymış cidden. O an kıvırmak yerine, on filmlik bir liste hazırladığımı, doğum gününde paylaşacağımı söyledim.

Dert olmuştu onca haftadır kendisine liste verememek...

On tane film seçmek kolay. Mutlu edecek on filmi seçmek de kolay. Zor olan izlemediğini düşündüğüm/tahmin ettiğim filmler arasından seçmek zor.

Eski konuşulanları, yazılanları, sohbetleri zihinde didik didik etmek zor.

Gelelim listeye... İçinden bir mutluluğun geçtiği ya da bir şekilde bir mutluluk barındıran filmler:


Kimi no Na wa. (2016)

İki liseli çocuğun büyüme hikayesi. Afiştede görülebilen Tiamat kuyruklu yıldızının gelişiyle olaylar gelişir. 

Filmi, Your Name. veya Senin Adın isimlerinde de bulabilirsin. Hatta dilersen 君の名は。şeklinde de aratabilirsin. :)



The Peanut Butter Falcon (2019)

En büyük hayali güreşçi olmak olan bir gencin hayallerine yolculuğunu anlatan film. Zaten ülkemizde Hayallerin Peşinde adı ile seyirciyle buluştu. Biz yaştakiler bu filmi izlerken bir yerde "Ob-La-Di Ob-La-Da" şarkısını mırıldarlar tahminim.




Wolfwalkers (2020)

Bir genç kız, kurtlardan korkan eli meşaleli kasabalılar ve kurtlar. Bu sene verilen akademi ödüllerinde ekibindeymişim gibi desteklediğim iki filmden animasyon olanı. Diğerinin mutlulukla bir yakınlığı yok, bu listede de işi yok o zaman.






The Boy Who Harnessed the Wind (2019)

Rüzgârı Dizginleyen Çocuk'u izler izlemez düştüğüm not aşağıda:

"Muhteşem değil, kesinlikle değil...

Ama anlattığı hikaye, biraz düşük tempolu olsa da, hem heyecanlandırıyor hem de mutlu ediyor."




Ōkami Kodomo no Ame to Yuki (2012)

Aile, büyümek ve annelik kavramlarına yoğunlaşmış bir animasyon. Wolf Children adıyla dünyada arz-ı dîdâr eden filmin yönetmeni Mamuro Hosoda'nın listede bir filmi daha var.




It Happened One Night (1934)

Guguk Kuşu (1975) ve Kuzuların Sessizliği (1991) en iyi film, yönetmen, senaryo, kadın oyuncu ve erkek oyuncu olmak üzere beş dalı süpüren üçüncü (esasen yapım yılına göre ilk) film. 

Dünyadaki rastgele bir ülkede rastgele bir yıl çekilmiş romantik-komedi filmi, bir şekilde bu filme sırtını yaslamış oluyor. 

Ülkemizde, İki Gönül Bir Olunca adı ile gösterilmiş. İşin ilginç yanı bu klişe isimde ülkemizde hiç film çekilmemiş. Çarpıcı.





Ferris Bueller's Day Off (1986)

Ülkemiz televizyoncularının atladığı filmlerden. Elbette her gün uyumadam, yemeden, içmeden önümde ekranlar açık vaziyette televizyon izlemiyordum çocukken. Film tam da MagicBox InterStar'ın on günde bir verip ezberleteceği türden bir film. Nasıl atladılar ya da nasıl atladım emin değilim. Fakat yönetmen John Hughes'ün Uçaklar, Trenler ve Otomobiller filmi Kanal 6'da her mevsim en az bir kere verilirdi.

Ferris Bueller'la Bir Gün, eğlenceli, komik ve mutlu edici bir film.





Harvey (1950)

Harvey filmi de sanki ülkemiz televizyoncularının atladığı bir film. Sonuçta haklı olabilirler. Yakışıklı James Stewart bu filmde bir aşk yaşamıyor, bir güzel kadının koynundan çıkıp diğerinin koynuna zıplamıyor. Zıplaması ile meşhur bir hayvan olan tavşan familyasının bir ferdi olan Harvey ile arkadaşlık ediyor. 




A Beautiful Day in the Neighborhood (2019)

Mahallede Güzel Bir Gün, içerisinde bir televizyon programını barındıran bir film. Genel olarak baktığımızda iyi film olmasına rağmen mutluluk vermesi bakımından biraz kırık not alabilir. Mutlu eden ne peki? Fred Rogers yerine ülkemizden birini koyunca insan mutlu oluyor.




Mirai (2018)

Mamuro Hosoda önceden belirttiğim üzere listeye ikinci kez geliyor. 

İlk kez bir Japon animasyonu Cannes'da ilk gösterimini yapmış. Ghibli yapımı olmayıp Japonya'dan Oscar'a aday ilk film bu. Bu özellikler güzel ama en fazla yapımcısını, ekibi mutlu eder. Peki ya film? Film, kardeşi olan hatta sadece ailesi olan herkesi mutlu eder.





Umarım listede izlemediklerin çoğunluktadır, doğum günün kutlu olsun. 








2021/10/25

18.00 Olmasına 4 Dakika Var

" Yıllarca sahneye çıkma, tek seferlik çık. Onda da "turnenin bir ayağıymış gibi" çal...

Dinledikçe hayret ediyorum. 

Belki de abartıyorumdur, olsun... 

Oradaydım. Orada olmak ne demek, tek tek gün saydım, saat saydım.

Bugün bu albümü dinleyişime dair bir şey karalarım belki önümüzdeki günlerde.

Dur bakalım..."

Günümüzde içinden çıkmak için ataklara kalktığımız yılın 29 Eylül günü, 18.00 olmasına 4 dakika varken üstte okuduklarınızı mavi kuşlu uygulamadan paylaştım.

Hayır, tahmininizin aksine bu yazı Dr. Skull yazısı değil. Kendime dair bir ufak not sadece...

Belirtilen gün ve saatte dinlediğim albüm değil özne. Özne olan dinlediğim yer ve sebebi.

İlk defa bir ruhsatta ve trafik sigortasında adım yazdı yukarıda belirtilen tarih ve saatte. Bu anı zihnimde bir şekilde kazımak istedim ve aklıma Showy Zover'dan başka albüm gelmedi.

Öyle ya... O konserin görüntü kaydı haziran ayının 25. günü çıkmıştı. Sırf çentik atmak için bir şarkılık süre izledim o geceki ilk yayında...

Neden sadece bir şarkı? Nedeni basit. Her gün birilerinin karşılaştığı bir durum. Ölüm...

Geçtiğimiz haziranın yirmi üçüncü günü babam öldü, yirmi beşinde kaldırdık cenazeyi. Kaldırmak doğru fiil midir, emin değilim. Belki de yatırmak demek daha doğru.

"Miras değil alın teri" yazısı yazar ya arabalarda, tam tersini yazdırabilirim şimdi. Gerçi araba için değişen bir şey çok. Çünkü araba eski yerinde. Vergisi ödenmezse devletin tutacağı yakanın sahibi değişti o kadar. Haricinde değişen bir şey yok.

Çok iyi değildi aramız. Hatta aramızı belirten arayı anlatabilmek için gösterilebilecek iki uç olan A noktasından B noktasına gitmek için vasıtaya binmek gerekirdi.

Zor bir hastalık geçirdi. Bu dönemde benim de yaptığım saçma bir hata var. "Covid miydi" sorusunu sormak. Hayır, covid değildi. "Ee, neydi peki" sorusunun kısa yanıtı -elbette abartarak- Covid hariç her şey...

"Sosyal medyada hiç yazmadın" sitemini yapacaklarınız vardır. Haklısınız... Haberi alır almaz memlekete gidebilmek için vasıta bulma telaşı başladı. O an kimseyle görüşemezdim. Sonrasında da yazamazdım, otobüs yolculuğunda gece vakti aranmak istemedim doğrusu. 

Sonrası... Sonrasında da yazamadım, vakit geçmişti. 

O günlerde arayanlar, gelenler oldu. Hepsine en içten duygularla teşekkür ederim.

"Bu kadar şeyin ne anlamı var, ne anlatmak istiyor bu yazı?" 

29 Eylül günü saatin 18 olmasına 4 dakika varken bir başlangıçta bulunmuştum. 4 ay önce bugün bir veda olmuştu hayatımda. İkisini anlatıp  bir şey paylaşmak istedim sadece:

Hayat kısa, sevdiğiniz bir albümü açın, dinleyin.

İyi dinlemeler, iyi dinlenmeler.