2012/10/29

Hey Sen !

Hey sen...

Hani 1999 yılında açtığı pankartında "7,4 YETMEDİMİ" yazan kadın...
Soru ekini ayrı yazsan da yazmasan da Cumhuriyet Bayramın kutlu olsun...

Hey sen...

"Kadın Kollarını" konken partisine çeviren muhtemelen ADD üyesi kadın.
Bu sadece senin bayramın değil. Hepimizin bayramı. Senin de Cumhuriyet Bayramın kutlu olsun...

Hey sen...

Açlıktan ağzı kokup yine de kendisine oy vermeye devam eden çiftçi. "Ananı da al da git" diye buyurulmuştu sana... Unutmuş olmalısın.
Ben unutmadan kutlayayım.
Senin de Cumhuriyet Bayramın kutlu olsun.

Hey sen...

Çobanın oyu ile benim oyum bir olmamalı tezini savunan üniversiteli. Buradan senin de malum çobanın da... İkinizin de Cumhuriyet Bayramını kutlar , gözlerinizden öperim....

Hey sen...

Müslüman olduğunu göğsünü gere gere her yerde söyleyip "kul" kelamını Hak kelamı sayan ; kutsal kitabı okumak yerine , parmağını yalayıp "İshak Paşa Sarayı"ndan kaç tane olduğunu defalarca sayan adam. Senin de Cumhuriyet Bayramın kutlu olsun...

Hey sen...

İşgörenini sömüren işveren , işverenini bir kaşık suda boğabilecek işgören... Sizlerinde Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun...

Hey sen...

Bu satırları yazan yazarken de çuvaldızları eksik etmeyen kişi. İçine 15 dakikalığına da olsa Yılmaz Özdil kaçmış olsa da ... Senin de Cumhuriyet Bayramın kutlu olsun.



Hey sen...

Evet , evet sen... Senin de Cumhuriyet Bayramın kutlu olsun.

2012/10/28

Ayna Ayna ...

Adam Olacak Çocuk
Az önce , kahvaltı yaparken televizyonda çıktı Dönence'nin klibi. Hani Barış Manço'nun şarkısı...

Aslında her pazar sabahı biraz da Barış Manço zamanıdır ben ve akranlarım için. "7'den 77'ye" programını pazar sabahlarında izlerdik. Pazar sabahları bizim için ışınlanma gibiydi. Kopenhag'dan , Ağrı'ya oradan bir salona dedeler-nineler ile kahve içmeye. Bir bakmışsın Hollywood stüdyolarına gidip Robocop görmüşüz derken akranlarımızla çocuklaşmış Barış Manço onu izlemişiz...

Moda'yı görmeden sevdim ben. Gördüğümde daha da çok sevdim ama "Barış Manço Moda 81300 İstanbul , tekrarlıyorum Barış Manço Moda 81300 İstanbul"un hali bir başkaydı doğrusu.

Dönence'yi izlerken biraz kendi çocukluğum geldi aklıma. Sonra biraz daha sonrasını düşündüm... 90'lı yılların ikinci yarısını ve Barış Manço'nun ölümünü düşündüm.

Bir anda içim rahatladı.

Yaşasaydı belki de Manço sunacaktı Ayna isimli programı.

İnsan yine de üzülüyor ...

Sevdiğim bir insanın nefret ettiğim bir figür haline gelmesini sanki kolay kolay hazmedemezdim...

2012/10/20

Z Raporu... (20.10.11'e özel)

Bir yıl geçmiş.

Bir yıl da çok şey değişiyor insanın hayatında. Misal ben geçtiğimiz bir yıl içerisinde akıllı telefon edindim. Sosyal ağlara oradan giriyorum yoğunlukla. Öyle oluncada bir alışkanlığımı yitirdim. Yitirdim çok da doğru bir tanımlama olmadı. Azaltmak ya da yitirmeye başlamak.

Facebook listemdeki arkadaş listemdeki insanların doğum günlerini kutlamak. Hatta büyük kısmına şarkılar paylaşmak. Uyumadan önce gireceğimiz günde doğum günü olan varsa şarkı paylaşabilir miyim buna bakardım.

Tam bir yıl önceydi.

Bir arkadaşım için bir şarkının sahibi olacak grubu belirlemiştim. Coldplay ! ! ! Ben şu hayatta kaç defa Coldplay dinledim ki Coldplay olduğunu bile bile. O gece 5 şarkılarını dinledim. (İşin aslın 15'er saniyeden toplamda bir dakikadan biraz fazlası ) En sonunda seçmiştim şarkıyı.

Coldplay - Clocks hediye edecektim arkadaşıma doğum günü hediyesi olarak. Şarkı çalmaya başladı. Youtube sayfasındaki paylaşımı sağlayan facebook logosuna tıkladığım an ev telefonumuz çaldı. Telefon çaldığı an evdeki herkes telefonda verilecek olan haberi anlamıştı. Telefon o an için öylesine yararsız bir iletişim aracıydı ki. Telefonun zili her şeyi anlatmıştı. Varlığımızdan haberdar olsunlar diye açtık telefonu.

Telefonun kapanmasından sonra o az öncesinde gülücüklerle doğum günü kutlayacağım facebook denilen sosyal ağa sadece şunu yazabildim.

" Halam kanserdi.
"-di'li geçmiş zaman kullanmanın hüznü ! ! ! "

Şarkı piç gibi kalıvermişti. Utandı , sıkıldı . Önce yavaş yavaş sesi kısıldı , sonra da toptan bitiverdi sesi de kendisi de. O şarkı ne kadar piç olursa olsun hediyeydi ve hediyenin sahibi hediye verilen şahıstan bir başkası değildi.Sakallı , bisikletli , ağaçlı çeşitli karelerin olduğu sayfayla 10 dakika boyunca  kesiştik.

Arkadaşımın doğum gününü kutlamalıydım. Hediyesi bile hazırdı. Bütün içtenliğimle anlattım bütün olanları. Çok üzüldüğünü yine de hediyesi için teşekkür ettiğini belirtti.

Bir yılda tahminen gittiğim cafelerde bu şarkı 9 kez çaldı. Bir kez arkadaşımın arabasında bir kez de bir filmin sonunda çaldı.

Filmin sonu olamayabilir . Belki ben dayanamayıp izlemeyi kesmiş olabilirim.

Her zaman olur mu bilemem , ama bazı zamanlar "-di"li geçmiş zamanı kullanmak acıtıyor.




Malum şarkı...